Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Sözlü tarihin bize ne anlattığınından ve farklı alanlarda nasıl kullanılabileceğinden bahsetmeden önce sözlü tarihin Türkiye'deki gelişimine de kısaca değinmekte fayda var. S özlü tarih çalışmalarının bizdeki kökleri Cumhuriyet döneminin ilk ve önemli kültür kurumlarından olan Halkevleri bünyesindeki folklor ürünlerinin derlenmesi çalışmalarına dayanır. Aslında Türkiye'de sözlü tarihe ait kaynak olabilecek ilk çalışmalar Osmanlı göçmen bürolarının ve uluslar arası araştırma komisyonlarının mağdur insanlarla yaptıkları bire bir görüşmelerin raporlarıdır. Ancak gerek Osmanlı Devletinin dağılmasını bizzat yaşayan son dönem tarihçiler gerek Cumhuriyet dönemi tarihçileri yazdıkları eserlerde ne yazık ki yaşayan tanıklara ve tanıklıklara başvurma gereğini duymamışlardır; ancak kendi tanıklıklarını zaman zaman çalışmalarına yansıtmışlardır. Benzer biçimde Halkevlerinin derleme çalışmaları daha sonraki dönemlerde sürdürülememiş ve tarihçilerin ilgileri daha çok eski ve yeni çağlarla sınırlı kalmıştır. Örneğin 1924'te yaşanan mübadeleye dair herhangi bir sözlü tarih çalışması günümüze kadar yapılmadı. Son döönemde mübadele ile ilgili çalışmalarıyla dikkat çeken Lozan Mübadilleri Vakfı bu konu üzerine bir sözlü tarih çalışması başlattı ve bunu hzılı bir şekilde sürdürmeye çalışıyor çünkü bu olayı yaşayanların pek çoğu artık öldü veya ölmek üzere. Oysa Yunanistan'da, mübadelenin Türkiye'ye göre daha büyük bir sosyal ve kültürel değişime neden olmasının da etkisiyle, Küçük Asya Araştırmalar Merkezi adlı kuruluş 145 bin Rum mübadille sözlü tarih çalışması yapmış ve bu görüşmeleri deşifre ederek arşivlemiştir.
1942'de Behice Boran'ın Manisa'nın ova ve dağ köylerindeki karşılıklı toplum değişmelerini gözlemlediği Sosyoloji Araştırmaları'ndan başlayarak günümüze kadar ülkemizde sosyolojik ve antropolojik saha araştırmalarında sözlü kaynak kullanımı bir çok çalışmada yer almıştır.Ancak sözlü kaynakların tarih içinde kullanımı için gösterebileceğimiz örnek çalışmalar yok gibidir.Sözlü tarih formatına uymasa da bazı yakın döneme odaklanmış ve yazanların bizzat olayların içinde olduğu tarih çalışmaları vardır.
"Vitrinde Yaşamak" kitabında Nurdan Gürbilek, 1980'lerin bastırılmış konuların ve deneyimlerin patlamasına şahit olduğunu söyler. Bu yıllarda çok okunan Nokta ve Aktüel dergileri de sayfalarında bu tarz popüler ve/veya marjinal haberlere ve söyleşilere yer vermeye başlar. Daha sonra 1989'da İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları Merkezi, 1990'da Kadın Eserleri Kütüphanesi ve 1991'de Tarih Vakfının kurulması ve bu kuruluşların çalışmalarıyla sözlü tarihin bir araştırma yöntemi olarak Türkiye'de ancak 1990'ların başında kurumsallaştığını ve arşivlerin oluşturulmaya başlandığını söyleyebiliriz.
Sözlü tarihin geleneksel biçimi kişisel yaşam öykülerinin saptanmasıdır. Böyle olduğu için kişisel arşivler önem kazanmaya başlamıştır. Ancak zamanla kurum tarihi, olay tarihi, sözlü tarih çalışma konuları arasına girmiştir.
Atamız'ın yıllarından başlar.2009'a kadar biten Tarihe Kurum Tarihi denir.
Kişinin anısı arasında bir yeniden üretim süreci vardır. Sözlü tarih çalışmaları, bireysel değerlerin ve eylemlerin geçmişi nasıl biçimlendirdiğini ve geçmişin bugünkü değerleri ve eylemleri nasıl biçimlendirdiğini de ortaya çıkartan bir araç olmaktadır.
Tarih: 2016-03-02 01:56:48 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Sözlü Tarihin Türkiyede Gelişimi Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
1942'de Behice Boran'ın Manisa'nın ova ve dağ köylerindeki karşılıklı toplum değişmelerini gözlemlediği Sosyoloji Araştırmaları'ndan başlayarak günümüze kadar ülkemizde sosyolojik ve antropolojik saha araştırmalarında sözlü kaynak kullanımı bir çok çalışmada yer almıştır.Ancak sözlü kaynakların tarih içinde kullanımı için gösterebileceğimiz örnek çalışmalar yok gibidir.Sözlü tarih formatına uymasa da bazı yakın döneme odaklanmış ve yazanların bizzat olayların içinde olduğu tarih çalışmaları vardır.
"Vitrinde Yaşamak" kitabında Nurdan Gürbilek, 1980'lerin bastırılmış konuların ve deneyimlerin patlamasına şahit olduğunu söyler. Bu yıllarda çok okunan Nokta ve Aktüel dergileri de sayfalarında bu tarz popüler ve/veya marjinal haberlere ve söyleşilere yer vermeye başlar. Daha sonra 1989'da İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları Merkezi, 1990'da Kadın Eserleri Kütüphanesi ve 1991'de Tarih Vakfının kurulması ve bu kuruluşların çalışmalarıyla sözlü tarihin bir araştırma yöntemi olarak Türkiye'de ancak 1990'ların başında kurumsallaştığını ve arşivlerin oluşturulmaya başlandığını söyleyebiliriz.
Sözlü tarihin geleneksel biçimi kişisel yaşam öykülerinin saptanmasıdır. Böyle olduğu için kişisel arşivler önem kazanmaya başlamıştır. Ancak zamanla kurum tarihi, olay tarihi, sözlü tarih çalışma konuları arasına girmiştir.
Kurum tarihi
Atamız'ın yıllarından başlar.2009'a kadar biten Tarihe Kurum Tarihi denir.
Olay tarihi
Kişinin anısı arasında bir yeniden üretim süreci vardır. Sözlü tarih çalışmaları, bireysel değerlerin ve eylemlerin geçmişi nasıl biçimlendirdiğini ve geçmişin bugünkü değerleri ve eylemleri nasıl biçimlendirdiğini de ortaya çıkartan bir araç olmaktadır.
Tarih: 2016-03-02 01:56:48 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx